1. Haberler
  2. Sağlık
  3. Ameliyatsız İyileşen Boyun Fıtıkları: Bilimsel Gerçek mi Tesadüf mü?

Ameliyatsız İyileşen Boyun Fıtıkları: Bilimsel Gerçek mi Tesadüf mü?

Ameliyatsız İyileşen Boyun Fıtıkları: Bilimsel Gerçek mi Tesadüf mü?
Ameliyatsız İyileşen Boyun Fıtıkları: Bilimsel Gerçek mi Tesadüf mü?
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Boyun ağrısı, kola yayılan uyuşma veya güçsüzlük gibi şikâyetlerle ortaya çıkan boyun fıtığı, genellikle cerrahiyle tedavi edilmesi gereken ciddi bir sorun olarak düşünülür. Ancak bilimsel çalışmalar, her fıtığın ameliyat gerektirmediğini; bazılarının vücudun kendi iyileşme mekanizmalarıyla zamanla gerileyebildiğini göstermiştir.

1998: Mochida ve Ekibinin İlk Gözlemleri

1998 yılında Japonya’dan Mochida ve arkadaşları, Spine dergisinde yayımladıkları çalışmalarında servikal disk hernisi olan 36 hastayı ortalama 9 ay boyunca MR ile izlediler. Takiplerde, hastaların önemli bir kısmında fıtık dokusunun hacmi belirgin şekilde küçülmüş, bazı vakalarda neredeyse tamamen kaybolmuştu. Bu küçülme, ağrı ve nörolojik şikâyetlerdeki düzelmeyle paralel seyretti.
Araştırmacılar, bu sürecin vücudun bağışıklık sistemi tarafından fıtık dokusunun “emilmesi” sayesinde gerçekleştiğini düşündüler.

2003: Kobayashi ve Arkadaşlarının Onayı

Beş yıl sonra, Kobayashi ve arkadaşları tarafından Spine Journal’da yayımlanan başka bir çalışma, bu bulguları doğruladı. Çalışmada, MR görüntülerinde servikal disk fıtığının tamamen kaybolduğu hastalar bildirildi. Bu vakalarda ağrı ve nörolojik belirtiler de kendiliğinden gerilemişti.
Kobayashi ekibi, bu iyileşmenin özellikle yumuşak, sinir kılıfını geçmiş (ekstrüde) disklerde daha sık görüldüğünü vurguladı. Bu durum, diskin dış tabakasının yırtılmasıyla bağışıklık hücrelerinin fıtık dokusuna ulaşarak onu parçalayıp ortadan kaldırabilmesinden kaynaklanıyordu.

Günümüzde Ne Anlama Geliyor?

Bu iki çalışma, servikal disk hernilerinde (boyun fıtıklarında) artık daha dikkatli ve bireyselleştirilmiş bir yaklaşım gerektiğini ortaya koydu.
Her MR bulgusu ameliyat anlamına gelmez. Ağrısı hafif seyreden, kuvvet kaybı gelişmeyen hastalarda konservatif (ameliyatsız) tedaviyle ve düzenli takiplerle fıtık dokusunun kendiliğinden küçülme olasılığı oldukça yüksektir.

2016 yılında Childress ve Becker tarafından yayımlanan araştırma, boyun fıtığı nedeniyle sinir kökü sıkışması yaşayan hastaların büyük çoğunluğunun ameliyatsız tedaviyle iyileşebildiğini göstermiştir. Çalışmada, doğru tanının yalnızca MR bulgularına değil; nörolojik muayene, refleks ve kas gücü değerlendirmesine dayanması gerektiği vurgulanmıştır. Ağrı kesiciler, kas gevşeticiler, fizik tedavi, traksiyon uygulamaları ve uygun egzersizlerle hastaların çoğunda belirgin düzelme elde edilmiştir. Araştırmaya göre, yalnızca şiddetli güçsüzlük veya ilerleyici duyu kaybı olan olgular cerrahi gerektirirken, diğer tüm vakalarda boyun fıtığı genellikle konservatif (ameliyatsız) yöntemlerle başarılı şekilde kontrol altına alınabilmektedir.

Tabii ki bu, her hastada geçerli değildir. İleri sinir basısı, kas güçsüzlüğü veya artan duyu kaybı varsa cerrahi tedavi hâlâ en etkili çözümdür. Önemli olan, her hastaya özel doğru tedavi planının belirlenmesidir.

2019 yılında Barton ve arkadaşları tarafından Spine dergisinde yayımlanan çalışma, servikal radikülopati yani boyun fıtığına bağlı sinir sıkışması gelişen hastalarda, cerrahi tedavi öncesindeki ekonomik yükü incelemiştir. Araştırmada, ameliyat öncesi dönemde uygulanan görüntüleme, fizik tedavi, ilaç, enjeksiyon ve iş gücü kaybı gibi maliyetlerin oldukça yüksek olduğu; ortalama hasta başına yıllık maliyetin binlerce dolara ulaştığı belirtilmiştir. Bu durum, konservatif tedavi sürecinin tıbbi olarak gerekli olsa da ekonomik açıdan önemli bir yük oluşturabileceğini göstermiştir. Boyun fıtığı tedavisinde erken tanı, uygun hasta seçimi ve gereksiz tetkiklerin önlenmesi, hem sağlık sistemi hem de hastalar açısından ciddi maliyet avantajı sağlayabilir.

Bilimsel veriler, bazı boyun fıtığı olgularının zamanla kendiliğinden gerileyebildiğini açıkça gösteriyor. Mochida (1998) ve Kobayashi (2003) çalışmalarının ışığında bugün biliyoruz ki, vücudun kendi iyileşme potansiyeli bazen cerrahi müdahale kadar etkili olabilir. Bu nedenle erken tanı, dikkatli izlem ve doğru hasta seçimi, tedavi başarısının anahtarıdır.

Ameliyatsız İyileşen Boyun Fıtıkları: Bilimsel Gerçek mi Tesadüf mü?
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir